26 Mayıs 2011 Perşembe

Yeni Reis RTE...



Malumunuz, seçimler yaklaşıyor. Parti liderleri alanlarda, boyunlarında gittikleri şehrin takımının atkısı vaatleri sıralıyorlar. Pek fazla bir şey vaad edemediklerinden olsa gerek, her miting onuncu dakikadan sonra siyasetteki hasmına laf sokma, "şeref, haya, adamlık" dersi verme, bir şeyleri ispat etme çağrısı yapma komikliğine dönüşüyor. Ait olduğu siyasi kültür ve ideolojik altyapıya rücu eden mi ararsın, aslında umrunda bile olmayan meselelere çözüm üretme derdine düşen mi ararsın, kaset rezilliğinden kendine ekmek çıkarmaya çalışan mı ararsın, hepsi mevcut memleketin meydanlarında.

Bu süreçte başbakan Erdoğan ilgi çekici bir performans sergiliyor. Demokrasi kahramanı, özgürlük yanlısı, sivilleşme mimarı başbakanımız gemi iyice azıya alıp herkese sallıyor kürsülerden. Türkiye tarihinin en alçakla katliamlarından birinin yaşandığı Maraş'a gidiyor ve Kemal Kılıçdaroğlu'ndan bahsederken "Biliyorsunuz kendisi alevi kökenlidir" diyerek dinleyicilerine aleviliği yuhalatıyor mesela. O şehirde alevilerin nasıl katledildiğinin, ana karnındaki bebelerin parçalanarak öldürüldüğünün bir önemi yok muzaffer özgürlük kahramanımız için, sözlerini duyan alevi düşmanlarından üç beş oy fazla alsın da gerisi hikaye.

Aradan biraz zaman geçiyor, eylemsizlik halindeki Pkk militanlarının sınırın öte yanında öldürülmesi hakkında "Ergenekoncu askerlerin marifeti" diye yumurtlayan liberal gönül dostlarını ters köşeye yatırıyor ve "Ordumuz nerde olsa bölücü terörle savaşacaktır. Kendilerinin görevi budur ve layikiyle yerine getirmektedir" diye muştuluyor mesela. Pkk'nin seçimlere kadar eylemsizlik kararı almasının, yükselen gerilimde insanların sokaklara dökülecek olmasının, yeni acıların/çatışmaların yaşanacak olmasının hiçbir önemi yok kendisi için. Bu sözlerini duyan Kürt düşmanlarından üç beş oy fazla alsın da gerisi hikaye.

Aradan biraz daha zaman geçiyor, Hakkari'de 100 kişiye miting yapabilmenin öfkesi daha geçmeden, Kılıçdaroğlu'nun aynı şehirde kendisinden kat be kat fazla insan toplamış olduğu gerçeğiyle yüzleşince yine kendini tutamıyor Kürt sorununu çözecek olan büyük lider. "Chp zihniyeti zamanında Bdp'nin öncüllerini meclise taşımıştı. Bdp ve Chp aynı zihniyette partilerdir" diye patlatıveriyor bombayı. Chp'yi yıllardır Kürt sorunun çözümündeki en büyük engel, Akp'yi ise sorunu çözmek için canla başla mücadele eden özgürlük havarisi olarak tanımlayan liberal gönüldaşlar bir kez daha ters köşeye yatıyorlar. Kendi partisinin milletvekilleri ve bizzat Erdoğan'ın kendisi defaten Chp Ankara'dan öteye geçemez, bunlar Kürt sorununu çözmek istemiyorlar diye söylevler vermişken, birden Kürtlerin siyasi temsilcisi konumundaki Bdp ile aynı çizgide bir parti olarak tanımlanıveriyor Chp. Sözlerinin tutarlılığının, körüklediği Kürt düşmanlığının bir önemi yok elbette. Faşistlerden, Mhp'nin meclise girmesinin hayal olduğunu düşünen milliyetçilerden üç beş oy fazla alsın da gerisi hikaye.

Sayacak örnek çok, herhangi bir seçim mitingini izlediğinizde başbakanın yeni politik argümanlarını görmemek mümkün değil zaten. Peki neden bunca milliyetçileşiyor Erdoğan, Mhp'nin her yeni kaseti patladığında neden üslubu daha da faşizan bir hal alıyor? Baraj altında bırakmaya çalıştığı Mhp'nin tabanı Erdoğan için iştah kabartıcı elbette. Yalandan özgürlük masallarıyla, sahte demokrasi gösterileriyle safına çekebildiği liberaller, solcular ateş olsa cürümü kadar yer yakabilecekken, Kürt düşmanlığıyla, alevi düşmanlığıyla elde etmeyi düşlediği kitleler milyonları bulabilecek düzeyde. İstikbal toplum mühendisliği için kullandığı ve artık ihtiyaç duymadığını bildiği bu liberallerde değil, her daim bir sağ partinin çatısı altında toplanabilen kitlelerde. Bu seçimden tek başına anayasa yapmaya yetecek kadar bir çoğunlukla çıkmayı hedefleyen Akp için mantıklı olan şey de bu kitleye ulaşmak. Bunun en kolay yolunun Kürt ve alevi düşmanlığı olduğu ise defalarca denenip doğruluğu kanıtlanmış bir gerçek. Tayyip Erdoğan seçimlere kadar bu tabana oynamayı, faşizan söylemlerini daha da sivriltmeyi sürdürecek gibi duruyor. Daha güçlü bir iktidar uğruna toplumda var olan düşmanlıkları körükleyen demokrasi ve özgürlük kahramanımız, seçimden sonra ortaya çıkması muhtemel tüm çatışmaların da alt yapısını hazırlamış oluyor böylece. Rüzgar eken fırtına biçer misali, bu ayarsız ve kontrolsüz nefretinin daha büyük acılara ve düşmanlıklara neden olacağını bilse bile, bu yolda yürümeye devam edeceğini her haliyle bize söylüyor Yeni Reis Rte...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder