V. Arap dünyasında devrim seyir
halinde
65. Bugün, Arap dünyasındaki devimler
uluslararası sınıf mücadelesinin en önemli olayıdır. Dünya ekonomik krizi 30-40
yıllık baskıcı, işkenceci, siyasi özgürlükleri yok sayan bölgesel eski
rejimlerde yaşanan gerilimi artırdı. Bu sabit özelliklerinin yanında çürüme ve
diktatörlüklerin ve ona yaslanan burjuvazinin serveti ile kıyaslandığında
halkın çoğunluğunun yaşadığı özelliklede krizle birlikte tırmanan yoksulluk ve
işsizlik, sosyal harcamaların kesilmesi ve temel tüketim ürünlerindeki fiyat
artışları ile birleşip daha da ağırlaştı.
66. Arap devrimleri dünya ekonomisini çok
fazla etkiliyor. Dünya petrol pazarının önemli sağlayıcısı konumundaki ülkeleri
devrim dalgası sarstığından beri petrolün üretiminde ve dağılımında
düzensizlikler yaşandı ve bu durum petrol fiyatlarının artışına yol açarak
dünya ekonomisini etkiler hale geldi. Eğer Arap devrimci süreci uzar ve yayılırsa,
istikrarsızlıktan dolayı fiyatlarda yaşanabilecek artışla, ekonomilerinde
kırılgan bir iyileşme yaşayan bazı ülkeleri de içine alarak, dünya ekonomisinin
daralmasına neden olan etkenlerin etkisini artıracak bir temel unsur olacak.
67.
Arap devrimlerinin bir diğer merkezi etkisi ise emperyalizm tarafından korunan
dünya düzenini doğrudan etkiliyor olmasıdır. Bölgenin petrol kaynaklarına bağlı
jeopolitik öneminden dolayı kontrol, ABD tarafından İsrail ve Mısır ordularının
doğrudan finansı ile ifade ediliyor. İsrail ve Mısır dünyada en çok finans yardımı
alan ülkedir. Günümüzde Irak ve Afganistan’ın kritik durumu dışında dünya
düzeni için tehlikeye yol açıyor ve bölgede emperyalizmin kalelerine karşı bir
devrim öngörülemeyen bir durumu, istikrarsızlığı açığa çıkardı. Bir tarafta
bölgedeki dinamizm genişliyor ve ani ve devrimci süreçler bölgenin farklı
ülkelerinde yaşanıyor ( Yemen, Bahreyn, Suriye vb). Diğer tarafta Arap
dünyasındaki emperyalizmin en önemli müttefiki ve tamamen ABD yardımına bağlı Mısır,
devrimi yaşıyor. Ekonomik krizin sonuçlarına karşı devasa kitle gösterileri
yaşandı ve emperyalizmin bölgedeki varlığı için büyük tehlike olan Arap dünyası
ile birlikte Avrupa’yı etkiledi.
68.
Arap dünyasındaki devrim sadece emperyalizmin müttefiki diktatöryel rejimleri
karşısına almıyor. Aynı zamanda bölgede emperyalizmin jandarması rolü oynayan İsrail
devletini tehdit ediyor, İsrail ve Filistin’e komşu iki ülke; Mısır ve Suriye
ve tüm Arap dünyası devrimci süreci yaşıyor. Filistin halkı ve onun kurtuluşu
için şimdi daha güçlü bir dayanışma duygusu var. Filistin davası
antiemperyalist görünümlü ve İsrail ile barış içinde bir arada yaşamın
sürdürülmesine yönelik emperyalizmin politikasını karşısına alarak Arap
mücadelelerini birleştiriyor.
69. Arap devrimi Filistin’e(de) ulaştı.
Nakba’nın yıldönümünde yapılan gösterilerde kitleler sınırlara yürüdü, Siyonist
ordunun yanında Arap ülkelerinin polisleri ile de çatıştılar. Eylemcilerin 3.
intifadanın başlatıldığını söyledikleri bu karşılaşma tüm süreci daha da
derinleştiriyor ve Siyonist üssü tehlike altına alıyor. Mübareğin devrilmesiyle
ilk yumruğunu indirdi: kısmen de olsa Mısır ve Gazze arasındaki Rafah sınır
kapısı açıldı ve Gazze ablukası gedik verdi.
70.
Bu devrimler
halkçı bir karaktere sahip. Irak ve Afganistan özgürlük savaşından farklı bir
karakterle Mısır gibi bazı ülkelerde işçi sınıfı örgütlü bir biçimde yer aldı.
Arap dünyası ile birlikte Avrupa’da gençlik öncü olarak önemli rol oynuyor. Sınıfın
ve gençliğin süreçlere bu özel katılımı, tüm dünyadaki mücadelelerde gençlik ve
işçiler için bir referans oldu. Aynı zamanda Arap devrimi kitlelerin işleri
eline almalarına karar verdiklerinde, insanlığın acılarını sonlandırmak için
tek geçerli strateji olan devrimin geçerliliğini ve kitlelerin gücünü bir kez
daha kanıtladı.
71.
Devrimle dayanışma ülkeden ülkeye hala benzersiz. Mısırda yaşandığı gibi
sahneye işçi sınıfının ve gençliğin çıkışı tüm dünyada dayanışmayı motive etti.
Fakat bu dayanışma aynı şekilde diğer ülkelere gösterilmedi, özellikle birçok
sol akımın Libya diktatörüne destek çıktığı görüldü. Kaddafi’nin katliamlarına
rağmen solun önemli kesimi, Chavez ve Kastro kardeşlerin rehberliğinde Kaddafi
etrafında bir araya gelirken halkın karşısında durdu. Bu durum çok fazla kafa
karışıklığına neden oldu ve neredeyse Libya ile dayanışmaya yol açmadı. Ama bu
durumu emperyalizmin müdahalesi daha zorlaştırdı. Benzer bir durum Suriye’de
yaşanıyor. Gösteriler için bir araya gelen kişiler katlediliyor fakat
uluslararası bir dayanışma yok çünkü sol rejime taviz veriyor. Suriye rejimini
destekleyen ülkeler İran, Venezüella ve Küba olduğunu bir tarafa not edelim.
72.
Politik İslam, Arap
devrimi testinden geçemedi. Genel olarak tüm eğilimler bir prestij kazansa da
emperyalizm ve İsrail ile karşı karşıya gelmelerinden dolayı İran’ın Ayetullah
rejimi, Hizbullah ve Hamas tavır alamamaktan kaynaklı bir erozyon yaşıyor hatta
Hamas’a karşı gösteriler yapıldı. Bu hareketler kitlelerin karşı karşıya
geldiği hükümetlere destek oldular; mesela Esad, Hizbullah tarafından
destekleniyor. Burjuva milliyetçiliğinin ve stalinizmin çöküşü devrimci
alternatifin inşası için daha iyi bir alan açıyor.
73. Arap dünyasındaki devrimci gelgitler merkezi olarak
bölgedeki emperyalist politikaların desteğini alan diktatörlük rejimleri
karşısına aldığında, 2. Dünya Savaşı sonrasında kurulan dünya düzeni ve Bush’un
yenilgisinin yanında emperyalizmin liderliğine krizi taşıdı. Fakat emperyalizm,
her ülkede sahip oldukları iç dinamiklerle olan ilişkisiyle kendisi için daha
iyi bir kontrolü garanti edecek ve bölgedeki sömürgeci sömürüsünün istikrarını
sürdürmesine izin veren bonapartist rejimleri destekleyerek bu çerçevede
müttefikleri ile uyum içinde yeni bir pozisyon almaya çabalıyor. Emperyalizm iktidara
gelebilecek hükümet projelerine göre kendini ayarlamaya çabalıyor çünkü var
olan iktidarların saldırı altında olması bu hükümetlerin görevi bırakmasından
daha fazla istikrarsızlık yaratıyor. Libya’da takındığı pozisyon bu durumun en
güzel örneğidir. İlk başlarda Kaddafi’yi destekledi fakat iç savaşın yol açtığı
istikrarsızlıktan dolayı emperyalizm kendi kontrolünün dışına çıkabilecek
isyancı güçleri yok etmek ve petrole ulaşmak için müdahale etti. Bahreyn’de Suudi
Arabistan’ın müdahalesini destekledi ve halkın mücadelesini ortadan kaldırdı. İşte
bu nedenle diktatörlüklere karşı mücadele bölgedeki emperyalist varlığa karşı
mücadeleyle birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Çünkü emperyalizm bölgedeki
diktatörlükleri destekliyor, bu bonapartist rejimleri güçlendiren bu destektir.
Diktatörlüklere karşı ayaklanmaya ve silahlı mücadeleye başvurmak artık Yemen’de
olduğu gibi daha fazla gereklidir. Mısır’da emperyalizm Mübarek’i destekledi ve
sadece Mübareği bir başkası ile yer değiştirmeyi kabul etmek durumunda kaldı ve
sonrasında kitleler baskıya karşı çıktığında ve hükümetin bir kaç değişiklikle
yenilenmesine karşı çıktıklarında son olarak askeri cuntayı onayladı. Bir kural
olarak emperyalizm mümkün olacak en az istikrarsızlığa yol açacak bir çözümü kabul
ediyor. Fakat devrimin iktidarının diktatörlükleri tamamen ortadan kaldırması
ve gücünü kullanması tek çözümdür. Burjuvazi için yer değişikliği gerçekleştirebileceği
somut alternatiflerin yokluğu daha fazla radikalizasyona yol açabilir. Suriye
ve Yemen’in durumu gibi, silahlı çatışmalar ve yeni iç savaşlar. Mısır’ın
durumunda emperyalizmin desteğine ve şimdi cuntaya yaslanan Müslüman Kardeşlere
rağmen hala büyük çelişkiler mevcut ve gençliğin durumunda olduğu gibi devrime
öncülük eden sektörler arasında karşı karşıya gelişler yaşanıyor.
74.
Arap devriminin evrimi ya da sonu uluslararası politik durumu etkileyecektir. Krizin
sonuçlarına karşı sınıfın direnişine olan etkisiyle( zaferlerle ve
yenilgilerle) hem bir referans noktası olarak ve hem de emperyalizmin ekonomik ve
politik krizini derinleştirerek ya da derinleştiremeyerek. Biz bugün bölge
genelinde devrim ve karşı devrim arasında uzun sürecek bir mücadeleye,
mücadeleleri büyütecek ya da derinleştirecek muhtemel süreçlerin cereyan
edeceğini düşünüyoruz. Üstelik gençliğin
mücadelesi ve daha önceki süreçlere liderlik eden İslami eğilimlerin zayıflığı söz
konusudur. Filistin ve Suriye bu eğilime örnek gösterilebilir. Aynı zamanda
devrimci liderliğin yokluğu zaferleri engelleyen krizlere, Bahreyn’deki gibi
bölgesel yenilgilere ve Libya’daki açmazlara neden oluyor. Bugün Arap devrimi
dünya durumunun en yüksek zirvesidir ve dolayısıyla sonuçları iyi ya da kötü
kesinlikle sınıf mücadelesini ve dünya durumunu etkileyecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder