26 Mayıs 2012 Cumartesi

Ünlü Olma Girişimim

96'dan 97'ye gireceğimiz yılbaşı. Annem baktığı çocuğun ailesiyle şehirdışına gitmiş 4-5 günlüğüne ben üniversite hazırlıkta 17 yaşında post ergenim, günlerim okul kantininde sigara dumanı altında dergi okumakla geçiyor, ekürim Ali Hakan sınavı kazanamamış dersane köşelerinde sürünüyor. Babası hacı olduğundan dolayı bizim ev her boş olduğunda bize geliyor, Ahmet Kaya, Ali Asker dinleyip içiyoruz. Ev Or-An şehrinde, annemin baktığı çocuğun ailesinin evi, gece bunlar gecikince onlarda kalıyor.

29 Aralık 1996, Ali Hakan bizde dana gibi içiyoruz, ertesi gün buluşacağımız sınıf arkadaşlarının dedikodusunu yapıyoruz, ben aşık olduğum kızı aylar sonra yeniden görmenin heyecenını yaşıyorum. Ali Hakan, oğlum ODTÜ'desin bulsana oradan diyor, zaten aşık olduğum kızı da kıskanırdı, "ütü masası" derdi arkasından memelerinin küçüklüğüne gönderme yaparak.

30 Aralık 1996; buluştuk ben Ali Hakan, aşık olduğum kız, O'nun ekürisi, Kurtuluş (bizim lise ekibinden), bunlar hep İstanbul'u kazanıp oraya gittilerdi, bir de Kurtuluş'un okuldan iki arkadaşı, teki adaşım O'nun adı da Tufan. Bu adaşım olacak karaktersiz de benim hatundan hoşlanıyormuş. Benim hatun dediğime bakmayın, ta 1994'den beri birisiyle beraber, zaten O'nunla da evlendi, şimdi İngiltere'deler Tayfun ile, adımı karıştırıp Tufan yerine Tayfun diyenler size ettiğim küfürler buradan İngiltere'ye yol olur. Yaşımız tutmadığı için Kızılay'da komünist bina içinde bir lokaldeyiz (Komünist bina Ziya Gökalp üzerindeydi, ÖDP, PSAKD, TSİP, Eğitim Sen ve birkaç büro daha var, 19 Aralık süresinde tutsak yakınlarının açlık grevi yaptığı, ondan dolayı önce faşistlerin kuşattığı sonra çeviğin girip içeridekileri döverek gözaltına aldığı bina, bir arkadaşım 4 kat merdiveni 1 saatte polis kordonunda dayak yiyerek inmişti, halen merdiven fobisi var).

Biz bir gece önceden kalmayız, içki içemiyoruz, ben Kurtuluş'a ayar olmuşum zaten, ne demek aşık olduğum kızdan hoşlanan birisini ortama getirmek. Aşık olduğum kız, bir bira söylüyor, O'nu sarhoş etmek için yeter de artar bile. Biradan bir yudum alıyor, tüyleri ürperiyor, benim de, aşk böyle birşey sanırım, O'nun fizyolojik hissettiğini, psikolojik hissetmek. Biranın yarısına gelmeden sarhoş oldu, ağlıyor seni çok üzdüm diye, ben poz kesiyorum yok önemli değil diyorum. Götüm kalktı hemen bir kadın benim için ağlayınca, erken çıkıyoruz Hakanla.

31 Aralık 1996; yılbaşı bizim evde kutlanacak, herkes içkisini getirecek, ben Ali Hakan, Ablamın sevgilisi (ki 16 yıllık eniştem kendisi hali hazırda) ve ablamın 4 kız arkadaşı. Bunlar çalışıyor, biz Ali ile ne yapacağız kara kara düşünürkeni Olgunlar Sokak işportacılarından Serkan ve Zafer ile 70'lik rakısına Amerikan Bilardo oynama kararı alıyoruz. 5 olan kazanacak. Başlıyoruz, ama götümüz nasıl tutuştuysa rahat yeniyoruz, hatta Ali Hakan bir oyunda açılıştan sonra onlara sıra gelmeden oyunu bitiriyor. Rakımızı alıp eve doğru gidiyoruz. Evde envayi çeşit meze var. Hakan'a girmeden kızlara bulaşma sakın diyorum, beni tanımıyor musun diyor, tanıyorum o yüzden uyarıyorum ya. Bir gün öncesinin acısıyla hızlı hızlı içip sarhoş oluyorum. TV'de "Bir Demet Tiyatro" özel programı, telefon çalıyor, koşup telefonu açıyorum. Ses yok, Laz Bakkal'ı aramışlar bizim evi bile değil. İçmeye devam, Ali inceden kızlara yavşamaya başladı. Sonra ablam Tufan telefon diyor, gidiyorum. O aramış, alo deyince ağlamaya başlıyorum. Kaç dakika zırladım bilmiyorum, sonra Ali aldı telefonu sarhoş bu boşver dediğini anladım.

Üzerimde annemin baktığı çocuğun ailesinin verdiği röptaşambırın altı var, üzerimde askılı atlet, Ali'de ise benim sümerbank pijamam, zayıf olduğundan düşüp duruyor bu çekiştiriyor hiç durmadan, ayaklarımızda topuklu kadın terlikleri, eniştem de sarhoş olmuş, fotoğraf makinesinin 36'lık filmini çıkarmış ışığa tutuyor nasıl çıkmışız diye, O'nun yüzünden o gecenin fotoğrafları yok. Ali en son ablamın adı Gülay olan arkadaşına "Gönül ben Tufan'ın odasındayım, istiyorsal gel" diye bağırınca Ablam ikimizi de kapıya attı. pijama altı, topuklu terlik ve kısa kollu atletlerle apartmanın önünde oturuyoruz. Ali benim bir arkadaş var O'na gidelim diyor ama adresi bilmiyor. O sıra bizim "yabancı" olmayan kapıcı Hanefi (Hanife miydi yoksa? ) geldi, çocuklar ne oturuyorsunuz burada benim bacanağın kamyonet bende onunla dolaşalım diyor. Mermer merdivende oturmaktan iyi o soğukta biniyoruz.

ISUZU kamyonete bindik, bizim kapıcının kafa da güzel. Sikerim böyle hayatı diyor, o zaman cinsiyetçi küfür nedir bilmediğimizden hoşumuza gidiyor, "işte sınıf kini" diyoruz. Bak kamyon milletvekilinin arabaya meşhur oldu diyor. Bizim neyimiz eksik? Eksiğimiz yok fazlamız var, 3 tane gerizekalı gecenin bir yarısı sarhoş halde kamyonetteyiz. Ev milletvekili lojmanlarına yakın, biz de vuralım meşhur olalım diyor kapıcı. Tama diyoruz, milletvekili lojmanlarına gidiyoruz. Yolda zikzaklar çizerek tam 4 kez lojmanların ana kapısının önünde araba arıyoruz bir saat boyunca, bulamadık. O sırada bira bitince eve döndük. Ünlü olma hayalim böyle bitti.

Eve gittik ablam gidin yengemi otelden alın diyor. Yengem dayımın karısı, dayım annemin çocuğunu baktığı ailenin şoförü O da onlarla gitmiş, yengem büyük olarak başımızda, Ali ile otele gidiyoruz. Topuklu terlikler, tekimizde röptaşambır ötekinde sümerbank pijama ve atletlerimizle, Bindiğimiz taksi parayı peşin istiyor halimizi görünce, otele gidiyoruz benim akrabalar falan da var orada, azıcık yüzüme bakan herkesi akrabam sanıp öpüyorum. Yengemi alıp dönüyoruz. Eve gelince Ali ablama Gönül'ü soruyor, ablam gidin yatın lan gerizekalılar diye bağırdı. Benim odamda tek kişilik yatağımda Ali ile yatıyorum. Radyoda Ahmet Kaya çalıyor.

Sabah kalıp gibi yattığımız şekilde kalktık, radyo halen çalıyor, Ali Asker "ben hep 17 yaşındayım" diyor, ben amk 18 yaşına gelsek de barlar bizi alsa diyorum. Ablama çay soruyorum, çay yok evi toplayacağız hadi gidin artık diyor. Çıkarken Ali yanıma geliyor, dolapta iki bira kalmış onları aldım çivi çiviyi söker diyor. Biraları açıp otobüs durağına gidiyoruz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder