13 Mayıs 2010 Perşembe

Gelecekleri çalınanlar, Kapıları kırdılar


Muğla'da olaylar dinmiyor. Burjuva basınına göre halk ile Kürt öğrenciler çatışıyor. Aslında olan 1977'de Serik'de başlamış olan, yaşadıkları yerde Kürt istemeyen faşist güruhun kışkırtmaları. Yani faşist odakların kışkırttığı gerici kitleler ve devrimci/yurtsever öğrenciler arasında gerginlik var. Polisin ise faşist sürünün yanında olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Peki kimdir bu halk ve öğrenciler. Bu pek milliyetçi ülkücü güruh ortaya çıktığından beri hep kendisine düşman buldu, yeri geldi Aleviler oldu, yeri geldi Kürtler, yeri geldi Eşcinseller. Yani doğası gereği kendisinden olmayan herkese düşmandı. Karşısında ise elbette ezilenlerin her zaman yanında olmuş devrimcileri buldu. Çok zaman kuyruklarını kıstırıp kaçtılar. Mahallelerde, kampüslerde vs. Ama 12 Eylül sonrası yükseltilen pop milliyetçilik nedeniyle şimdilerde daha rahatlar. Bu meşhur halk tepkisini tevekkülü yetenler hatırlar, ev baskınlarındaki yargısız infazlar sonrası polisi çılgınca alkışlayanlardır bu halk.

Kısaca bir tarafı tanıdığımıza göre bir de öte tarafa bakalım, Koçgiri'de, Zilan Deresinde, Dersim'de onbinlercesi öldürülen, yüzbinlercesi sürülen, Türkiye tarihinde ilerici darbe diye bize yutturulmaya çalışılan 60 darbesinde aydınları, büyükleri Yozgat'a toplama kampına sürülen, 12 Mart sonrası herkesten fazla baskı gören, 12 Eylül sonrası inanılmaz acılar yaşayan, varlığı reddedilen, 93-95 arası binlercesi sokak ortasında vurulan, gözaltında kaybedilen, milyonlarcası sürülen Kürtler. Vaktinde zorla Batıya sürülen Kürtlerden rahatsız olmuş şimdi batıdakiler. Varsın olsunlar. Faşistler bilsinler ki ne zaman ezilenlere saldırsalar karşılarında yola koyulmuş antifaşistleri bulacaklar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder